2014’TE KONYA MERAM’DA IŞİD TOPLANTISINDA NELER KONUŞULDU?
Ortadoğu’da yükselen cihatçı fikirlerin tırmandığı 2012 yılında, Türkiye’deki selefi cemaatlerde de bir heyecan yaşanmaya başladı. Dünya’nın gözü, o tarihlerde Suriye’deydi. IŞİD, gücünü artırıyor, birçok ülkeden gelen cihatçılar, önce Irak’ta ardından Suriye’de devletlerini kuruyordu.
Örgüt, kendisiyle savaşan tüm ülke ve grupları, ‘Allah düşmanı’ ilan edip, sempatizanlarına saldırı talimatı verirken, en fazla hedef alınan ülkelerden biri de Türkiye olacaktı.
Nitekim 2013’te Reyhanlı’da bomba yüklü bir araçla düzenlenen saldırı, IŞİD-Türkiye arasındaki çatışmaların ülke içine sıçradığı ilk olay oldu.
IŞİD, saldırıyı üstlenirken, Türkiye’yi açık şekilde tehdit etti. Türkiye Cumhuriyeti, 10 Ekim 2013’te IŞİD’i terör örgütü ilan etti. Örgütün cevabı, ülkenin birçok tarafından sıralı saldırılar oldu. O saldırılardan en büyüğü, ‘terör örgütü’ ilanının ikinci yılında yaşandı: 10 Ekim 2015’te, Ankara Garı’nda iki IŞİD’li canlı bombanın düzenlediği saldırıda, 103 kişi hayatını kaybetti.
Örgütün Türkiye’de Reyhanlı, Sultanahmet, Niğde, Diyarbakır, Suruç, İstiklal caddesi, Gaziantep Atatürk Hava Limanı, Reina ve son olarak 2024 başında Sarıyer’de bir kiliseye yaptığı 13 saldırıda, 363 kişi hayatını kaybetti… Bu saldırıların faillerinin 7’si yabancı uyruklu, 6’sı ise Türkiye vatandaşıydı.
IŞİD Terör Örgütü lideri Ebubekir Bağdadi, 2019’da elinde ‘Türkiye Vilayeti’ yazılı dosya varken görüntü verdi.
Adıyaman ve Gaziantep yapılanmalarındaki militanlarının yaptığı eylemlerin ardından emniyet güçleri operasyonlarla örgütü zayıflattı.
Yerel gücünü kaybetmek istemeyen örgüt, ‘Türkiye Vilayeti’ ismiyle, yapılacak eylemleri merkeze bağladı.
2019’da, Ebubekir el-Bağdadi’nin, üzerinde ‘Türkiye Vilayeti’ yazan bir dosyayla görüntü vermesi, IŞİD’in Türkiye’yi resmen kendi hiyerarşisine kattığının ve Türkiye Emiri olduğunun da göstergesiydi.
Nitekim örgütün bir dönem Türkiye Valiliği görevinde bulunan Kasım Güler, savcılığa verdiği ifadesinde, Türkiye Vilayeti’nin kuruluşunda yaşananları şöyle anlatacaktı: “2017’de Suriye’deyken Nusret Yılmaz yanıma geldi, bana kendisinin IŞİD tarafından Türkiye Valisi olarak görevlendirildiğini ve benimde yanlarında bulunmamı istediler. Ben yaralı olduğumdan yapamayacağımı söylememe rağmen Nusret Yılmaz örgüt merkezine benim ismimi vermiş. Gelen talimat üzerine 2017 Ocak ayında Türkiye Vilayeti’nde görevlendirildim.”
Araştırmacı-Gazeteci, ‘IŞİD Ağları’ kitabının yazarı Doğu Eroğlu, Nusret Yılmaz’ın, Suruç ve 10 Ekim saldırılarını gerçekleştiren Gaziantep grubunun üyelerinden olduğunu söylüyor.
“Vilayet kurulmadan önce, örgütün Türkiye sorumlusu, Gaziantep grubunun lideri ise Yunus Durmaz’dı” diyor.
Eroğlu, Gaziantep Grubu’nun IŞİD içinde ‘özel bir konumda’ olduğunu belirtiyor: “Türkiye’den IŞİD’le hareket eden özelleşen tek yapıydı. Binlerce insan Suriye’ye savaşmaya ya da lojistik destek vermeye giderken hiçbiri Gaziantep Grubu kadar otonomluğa sahip değildi. Farkı, Yunus Durmaz ve etrafındaki insanların Türkiye’de eylem yapmak üzerine plan yapıyorlardı.”
IŞİD’in Türk yöneticilerinden İlyas Aydın da örgütün ‘Diyarbakır HDP Mitingi ve Suruç saldırılarını Gaziantep hücresinin inisiyatifiyle yaptığını söylerken geri kalan saldırıların merkezin emriyle yapıldığını anlatıyordu.
Örgüte yakın kaynaklar, bu noktada, IŞİD’in Türkiye Vilayeti’ni resmiyete kavuşturmak için ‘inisiyatifle’ yapılan eylemleri engelleyip, merkezden gelen talimatlarla eylem yapılmasını sağlamayı hedeflediğini belirtiyor.
2017’de kurumsallaşan Türkiye Vilayeti, kendi ordularını kuran, Türkiye’den insan kaynağı yaratmak için ilişki ağları olan bir ekipti. Bu ekibin içinde sınır emirliği görevinde bulunan İlhami Balı, Suriye’ye gitmek isteyenlere lojistik destek sağlıyordu. Balı’nın örgüt yönetimi ve militanlarla olan birçok görüşmesi, emniyetin takibindeydi.
ÖRGÜTLENME VE İLK GÖRÜŞMELER
IŞİD’in Türkiye’de kalabalıklaşması da bu kişiler çevresinde gerçekleşti. İddianame ve soruşturmalardaki gizli mesajlaşmalarda, selefi cemaatlerinin önde gelen isimleri ilk olarak 2013’te İstanbul’da buluşup, IŞİD’e katılıp katılmama konusunu tartıştı. Ardından Ekim 2014’te Konya Meram’da yine cemaatin önde gelenleri buluştu. Görüşmede, Kasım Güler, Abdullah Külgecioğlu, Bilal Özbuğday, Hüseyin Oral ve Hafız Mustafa vardı. Kasım Güler, 2014’ün Ocak ayında, Suriye’ye geçip, örgüte biat etmişti bile…
Külecioğlu, sohbete, ”Size önemli bir şeyler anlatacağım” diyerek başladı. Kasım Güler ile Afganistan’dan beri beraber hareket ettiklerini, beraber çalıştıklarını, şimdiyse İslam Devleti’nin kurulduğunu, bundan sonra çalışmalarını oraya kaydıracaklarını ve dolayısıyla bu noktada ilimle uğraşan insanların yardımına ihtiyaçları olduğunu söyledi. Bu nedenle, biz ilim sahiplerini davet ederek bir araya getirdiklerini söyleyerek Konya’dan Suriye’ye gitmek isteyen kişilere aracılık etmek istediklerini, orada bir Türk bölüğü kurmak istediklerini belirtti.
Ayrıca Konya’daki bu sohbet tek değildi. Yine 2014’te İstanbul’daki selefi gruplar, ilk kez bir araya gelerek Suriye’deki gelişmeleri tartışıyor, hatta birlikte namaz kılıyorlardı.
Sonucunda, Türklerin yönetimindeki ilk ordu kuruldu. Bu yapının içinde, Türk, Azeri ve Özbekler bulunuyordu.
Kasım Güler yönetimindeki ordunun Türkiye’deki cemaatlerde konuşulmaya başlanması, IŞİD’e destek vermeyen yapılar arasında tartışmalarla beraber kopuşlara da neden oldu. IŞİD’e katılmayı reddeden bazı cemaatlerin üyeleri, Güler’in bölüğüne katılmak için Suriye’ye gitti.
Açılan soruşturmalar, yargılamalar ve araştırmacıların bulgularından yola çıkarak IŞİD’in Türkiye’deki örgütlenme yapısının illerdeki gruplar arasındaki ‘davetçiler’ ile gerçekleştiğini söylemek mümkün.
YARIN: IŞİD İNTİHAR EYLEMLERİ GRUBU NASIL OLUŞTU? DAVETÇİLER KİM?
GÜNDEM
11 Kasım 2024SPOR
11 Kasım 2024GÜNDEM
11 Kasım 2024SPOR
11 Kasım 2024SPOR
11 Kasım 2024GÜNDEM
11 Kasım 2024GÜNDEM
11 Kasım 2024